Şilili mimar Alejandro Aravena, 2016 yılı Pritzker Mimarlık Ödülü'nün sahibi oldu. Küresel konut krizi ve kentsel iyileştirme projeleriyle, yapılı çevreyi sosyal ve ekonomik farkındalıkla üretme çabasının güncel sorunlara cevap üretebildiğini belirtilen mimar, yeni nesil mimarlığın öncülerinden görülüyor. Mimarın pozisyonunun, sosyal ve insancıl sorumluluklarının sorgulandığı günümüzde, değişime sebep olmak isteyen genç tasarımcı ve mimarların Aravena'yı örnek alabileceğini belirten Pritzker jürisi, ödülün sebebinin mimarın verdiği bu ilham olduğunu belirtti.
Mimarlığın bir gücü varsa, bunun tasarımın sentez gücü olduğuna inanan Aravena, "uyumak", "çalışmak", "yemek yemek", "dinlenmek" gibi en basit eylem ve kavramların hayatın temelinde yer aldığını ve bunların hepsinin de mekan içinde gerçekleştiğini söylüyor. Ona göre mimarlık, bu kavram ve eylemlere en uygun formu vermek; hayatın kendisini ortaya koyup insanlığın kültürüne ortak olarak bu güçleri forma çevirmek. Mimari motivasyonun da bu güçlerin formu yönlendirme kapasitesi olduğunu söyleyen mimar, birbirinden farklı tutkuların, hayallerin ve fikirlerin ortak olanın içinde yer bulabileceğine inanıyor. Doğal afet sonrası tasarladığı parkı ve ekonomik gücü yetmeyenlerin de barınma hakkına sahip olduğunu savunan konutları da gösteriyor ki mimar tüm projelerinde ekonomik ve sosyal değerleri göz önünde bulunduruyor. Özellikle küresel şehirleşmeyi sorunsallaştıran mimar, kentte yaşayan insanların ekonomik gelirlerinin farkında olarak ve üretimin bu gerçeği görerek yapılması gerektiğini savunuyor. Şili'de tasarladığı konutlarda kent sorununa çözümü yine en bilindik yerden, üretim geleneğinin içinden, favela ve gecekondulardan buluyor. Arevana'nın mimari düşünme biçimi ve üretimi bir süredir dikkatlerin üzerinde toplanmasını sağladı. Yenilikçi bulunan mimar aslında bunu hayatın, kültürün ve insanın içinde bulunduğu değerleri yeniden düşünerek yapıyor. Geçtiğimiz Ekim'de TEDGlobal'da konuşmacı olarak yer almasının ardından adını daha sık duymaya başladığımız Aravena, büyük problemlerin ardındaki ufak başarıların da çok önemli olduğunu belirtiyor. Küratörlüğünü yaptığı 2016 Venedik Mimarlık Bienali'nin de bu başarıyı sağlayan çalışmalara yer vereceğini duyurmuş ve ulusal pavyonları da kendi başarı hikayelerini paylaşmaya çağırmıştı.
Tüm bunlarla birlikte, Aravena'nın oldukça popüler bir mimarlık ödülü olan Pritzker'i alması, mimarlık ve kent tartışmalarının yönelimini ortaya koyması açısından da önem taşıyor.
