Kale Grubu Kurucusu ve Onursal Başkanı merhum Dr. Hacı İbrahim Bodur'un mimarlık camiasına katkılarını mimarlarla konuştuk. Ali Osman Öztürk, Cafer Bozkurt, Doğan Hasol, Kerem Erginoğlu ve Suha Özkan görüşleri ve hatıralarıyla katkı sundular.
Ali Osman Öztürk Anlatıyor:İş dünyamızın önemli isimlerinden Sayın İbrahim Bodur Beyefendiyi yıllardır sevgi ve saygıyla takip etmekte idik. A Tasarım Mimarlık kitabımız yayınlandığında da ilk sunduğumuz insanlar arasındaydı. Ziyaretimizde ilerlemiş yaşına ve sağlık problemlerine rağmen projelerimizi incelemesi, detaylara girmesi, sorular yöneltmesi bizleri mutlu etmişti. Çalışma azmi ile bizlere örnek olmuş bir şahsiyeti saygıyla anıyoruz.
Cafer Bozkurt Anlatıyor:Bodur Ailesi ile olan tanışıklığım ilk olarak 70’li yılların başında Hilmi Bodur ile İstanbul’da başladı ve sonra Londra’da devam etti.Bu yıllarda, Levent-Maslak aksında ana cadde üzerinde yükselen üç kollu brüt beton bir ofis binası olan Kale Grubu Genel Merkezi, genç bir mimar olarak hemen ilgimi çekmişti. Bu yalnız ve heybetli bina, bugün büyük cam gökdelenler arasında kalmış olsa da, o dönemin önemli mimari eserlerinden biri olarak hafızamda yer etmiştir. 45 yıl önce bu yapıyı yaptıran Kale Grubu ve sahibi İbrahim Bodur Bey’i böylelikle önce ismen öğrenmiş oldum.Yapının mimarı Nişan Yaubyan’ı da o günden beri mimar bir ağabey ve dost olarak hep izledim. Daha sonra 80’li yıllarda Süleyman Bodur Bey ile şahsen de tanıştık. Kendisi ile olan dostluğumuz ve muhabbetimiz, Nişan Yaubyan Bey ile de birlikte, bu güne kadar devam etti. Bu süreçte İbrahim Bodur Bey ile de pek çok kez karşılaştık ve sohbetlerimiz oldu. Geçen yıllar içinde katıldığım toplantılarda Zeynep Bodur Hanım’ı da tanıma şansı buldum. Genç bir üst düzey yönetici olarak ne kadar konusuna hakim olduğunu ve İbrahim Bodur Bey’in vizyonunu kararlılıkla devam ettireceğini gördüm.Seramik ve fayans dünyasını, profesyonel meslek hayatımın ilk yıllarında tanımaya başladım. Başta Kale Seramik adı ile birlikte, seramik ürünlerinin fayans, karo mozaik veya çini gibi diğer ürünlere göre daha kullanışlı ve kolay işlenen malzemeler olduğunu kullanarak öğrendik. Hatta o zamanlar ustalar “seramik” sözcüğü yerine “kalebodur” ismini kullanırlardı. Bu sektörün gelişmesinde Kale Grubu’nun ve dolayısıyla İbrahim Bodur Bey’in araştırmacı, yatırımcı ve sanayici olarak çok önemli bir rol oynadığını düşünüyorum.İnşaat sektörü dışında, İbrahim Bodur Bey’in aileden gelen bir değer olarak eğitime ve bilime olan inancını da her zaman gözlemledim. Yetiştiği çevrenin kültürüne değer veren bir insan olarak, bu alanlarda da pek çok yatırım gerçekleştirmiştir. Bunun en son örneği, Çanakkale’de hayata geçirilmek üzere Kale Grubu tarafından yapılacak olan “İbrahim Bodur Çocuk Bilim Merkezi” olacaktır.İbrahim Bodur Bey’in Türk sanayisi ve eğitimine katkıları daima hafızalarda kalacaktır.
Doğan Hasol Anlatıyor:İbrahim Bodur’u 1967 yılında daha yakından tanıma olanağı buldum. Yapı malzemesi sektörü bugünküyle hiç kıyaslanamayacak bir boyuttaydı. Birkaç öncü, sanayinin ve pazarın lokomotifiydi. Çanakkale Seramik ve İbrahim Bodur başı çekiyordu.
Yapı-Endüstri Merkezi’nin kuruluş hazırlıkları sırasında kardeşim Yalçın Hasol vasıtasıyla sevgili Süleyman Bodur’u tanımıştım; kısa zamanda dost olup kaynaşmıştık. YEM’in kuruluş projesini kendisine açtığımda beni doğru İbrahim Bodur’a götürmüştü. İbrahim Bey öncü, girişimci, dost yaklaşımıyla bize büyük moral ve destek sağladı. Grubu, YEM’in hem ilk hem de sonraki sürekli katılımcılarından biri oldu.
YEM’in 30. Kuruluş Yıldönümü dolayısıyla 1998’de Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde bir kutlama gecesi düzenlemiştik. O gecede sektör öncülerinin ödüllendirilmesi tasarlanmıştı. Öncüler şöyle belirlenmişti: H. İbrahim Bodur, Dr. Nejat F. Eczacıbaşı, Ekrem Elginkan, Asım Kocabıyık, Dr. Şahap Kocatopçu, Vehbi Koç ve Durmuş Yaşar. İbrahim Bey kutlamaya ve ödül törenine sevgili kızı Zeynep Bodur’la birlikte katılmıştı. Sayın Koç ve Durmuş Yaşar artık hayatta olmadıkları için ödülleri törende ancak yakınlarına verilebilmişti.
Ne yazık ki son olarak Sayın Bodur’un da kaybıyla bugün artık o saygın isimlerin hiçbiri hayatta değil.
Başta değerli dost Sn. H. İbrahim Bodur olmak üzere bütün o öncüleri ve Türk Yapı Sektörü’ne getirdikleri unutulmaz katkıları sevgi, saygı ve şükranla anıyorum.
Kerem Erginoğlu Anlatıyor:2011 yılında Kale’nin Levent’teki merkez ofislerine yenileme projesi için davet edildik. İlk önce ekipteki yetkililerden ön bilgi aldık.Bina, 1980’li yılların başında yapılmıştı ve değerli meslektaşımız Mimar Nişan Yaubyan imzasını taşıyordu. Kale ekibindeki çalışma arkadaşlarımız, bize İbrahim Bey’in bu binaya çok önem verdiğini ve yapılacak değişikliklerle ilgili mutlaka Nişan Bey ile görüşülmesini istediğini söyledi. Kendisinin de isteği üzerine ve büyük bir memnuniyetle Nişan Bey’le görüştük ve projemiz konusunda kendisinin fikirlerini aldıktan sonra ilerledik.Sadece bu bile, İbrahim Bey’in mimarlık mesleğine, yapının müellifine ve tasarıma ne kadar saygı gösterdiğinin kanıtıdır diye düşünüyorum.Onun bu yaklaşımı bütün projeye yansıdı. İbrahim Bey, projenin bitimine kadar ilgisini, doğru yönlendirmelerini hiç eksik etmedi. Eleştirisini de övgülerini de aynı zarif üslupla yapan, az rastlanacak beyefendilerden biriydi.Mimarların yaratıcılığını ortaya koyabileceği ürünler geliştirmiş, Türk yapı sektörünün büyümesine eşsiz katkılarda bulunmuştur. Mimarlar olarak kendisine çok şey borçluyuz.
Suha Özkan Anlatıyor:İbrahim Bodur, tüm meslek hayatım boyunca bilip çok takdir ettiğim bir sanayiciydi. Tüm emeği, olabildiğince elverişli yapı gereçleri üretmekti. Temeli toprağı biçimlendirip değer katmak olan seramik endüstrisi onun kurduğu Kale Grubu ile hızla kentleşen Türkiye’nin en önemli yapıtaşlarından biri, belki de en önemlisi oldu. Seramik endüstrisinin tüm alanlarına girip bir yanda niteliği yükseltirken öte yandan yapı kimyasalları üreterek sektörün en önemli üreticileri arasında yerini aldı. Anadolu seramiğinin, çağdaş sanatsal yönünü destekleyip onlarca yayını sanatseverlerin bilgisine bir çağın belgelenmesi olarak sundu. Biliyordum candan bir müzikseverdi. Kuzenim Süleyman Erguner ona evinde özel verdiği ney resitallerinden gurur duyar. Kendisi ile tanışmamız çok geç, büyük destek verdiği Uluslararası Mimarlar Birliği’nin İstanbul 2005 Kongresi’nde oldu. Kale Grubu’nun kurduğu, bizim de büyük gurur duyduğumuz dinlenme alanına hem bizi desteklemek hem de Tadao Ando ile tanışmak için gelmişti. İbrahim Bey Ando’yu tanımaktan onur duyduğunu söylemiş. Ando ise eşi ve tercümanı Yumiko aracılığı ile: “O onurun kendisine ait,” olduğunu belirtmişti. Bana iki ölümsüz kişinin bu birlikteliğine tanıklık etmek düşmüştü. Kendisini sevgi, övgü ve hayranlıkla anıyorum.
